Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu, Konfederasyona bağlı sendikalarımızın genel başkanları, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve il temsilcilerimizin katılımıyla 24 Haziran 2025 günü Ankara’da toplanmıştır. İstişare toplantısında ülkemiz kamuoyunu yakından ilgilendiren konular ile kamu görevlileri ve emeklilerinin 2026-2027 yıllarına ilişkin mali ve sosyal haklarının belirleneceği, 1 Ağustos 2025 tarihinde başlayacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri ele alınmıştır.
Bu çerçevede Konfederasyonumuzun görüşlerini içeren Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı sonuç bildirgesini kamuoyunun ve kamu görevlilerinin bilgilerine sunuyoruz.
1.İlkemiz, önce ülkemiz düsturu ile yola çıkan; çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden ve hak ettiğini mutlaka alan bir sendikacılık anlayışını benimseyen; kurulduğu günden beri ortaya koyduğu duruşu, eylemleri ve söylemleriyle devletle çatışmadan, milletin değerleriyle ters düşmeden ama sarı sendikacılık yapmadan da hak mücadelesi verilebileceğini tüm dünyaya ispat eden Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımız 33 yaşına girmiştir. Türkiye Kamu-Sen, sahip olduğu ilkeleri, tavizsiz bir biçimde koruduğu çizgisi, kararlı mücadelesi ve sendikal harekete sunduğu katkıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk memur sendikacılığının öncüsü olmayı sürdürecektir. Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu olarak kuruluşundan bugüne kadar, camiamız içinde yer almış, üye olmuş, destek vermiş; işyeri temsilcilerinden şube başkanlarına, ilçe ve il temsilcilerinden genel merkez yöneticileri ve genel başkanlarına kadar herkese teşekkür ediyor, kuruluşumuzda belirlediğimiz ilkelerimizden ve hedefimizden sapmadan ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık anlayışımızı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
2.Büyük mücadeleler vererek ve tarifsiz bedeller ödeyerek vatan yaptığımız bu topraklara ve etki alanımıza karşı bugün yeni bir saldırı dalgası ile daha karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Vatanımız, adeta bir ateş çemberi ile çevrelenmekte, dünyanın çeşitli yerlerinde sıcak çatışmalar yaşanırken, sapkın ideolojilerini hayata geçirme hayaline kapılan birtakım milletler, masum, savunmasız halkların üzerine bombalar yağdırmakta, ülkelere saldırmakta, yüzyıllardır planladıkları işgal stratejilerini aşama aşama hayata geçirmeye çalışmaktadır. Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu olarak Türk milletinin sahip olduğu adalet, sevgi ve hoşgörü ile bölgesinde birlik ve beraberliği yeniden tesis ederek bu topraklardaki hâkimiyetini ilelebet sürdüreceğine olan sarsılmaz inancımızı yineliyor, başta İsrail olmak üzere emperyalist emelleri için çocuk, yaşlı, masum, sivil demeden katleden tüm güçleri lanetliyoruz. Bu vesile ile bu toprakları bizlere vatan yapan şehitlerimiz, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Allah’tan rahmet, gazilerimize hayırlı ömürler diliyoruz.
3.4 milyon dolayında kamu görevlisi, 2 milyon emekli ve aileleri ile toplam yaklaşık 20 milyon vatandaşımızın önümüzdeki iki yıllık süreçte geleceğinin belirleneceği 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, 1 Ağustos 2025 tarihinde başlayacaktır. Türkiye Kamu-Sen, 560 bin üyesinden aldığı güçle, sorumluluk bilinci içinde, kamu görevlilerinin geçmiş dönemlerde enflasyondan kaynaklanan kayıpları, ekonomik gelişmeler ve aylık zorunlu harcama tutarlarındaki değişimi de dikkate alarak belirlediği gerçekçi taleplerle, 4688 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanarak toplu sözleşme görüşmelerindeki yerini alacak ve kamu görevlilerinin ve emeklilerin haklarını sonuna kadar, kararlılıkla savunacaktır.
4.Konfederasyonumuza bağlı Türk Kültür Sanat-Sen, 23 yıldır verdiği onurlu mücadelede hizmet kolunda yetkiyi alarak ilk defa yetkili sendika olmuştur. Türk Kültür Sanat-Sen’in hizmet kolu çalışanlarına bugüne kadar verdiği hizmeti, toplu sözleşme görüşmelerinde ve diğer mecralarda elde edeceği kazanımlarla zirveye taşıyacağına ve sendikacılıkta fark yaratacağına yürekten inanıyoruz.
5.Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu olarak bu yıl gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmelerinde önceki yıllarda gördüğümüz gizli pazarlıklarla sürecin yürütülmesi, kazanılmış hakların geriye götürülmesi, bağıtlanmış toplu sözleşme hükümlerinin kamu görevlileri aleyhine olacak şekilde değiştirilmesi, toplu pazarlıkların zamanından önce bitirilerek kamu görevlileri ve emeklilerin sorunlarının tartışılmasının engellenmesi gibi olumsuzlukların yaşanmamasını umut ediyoruz.
6.2023 yılında gerçekleştirilen 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri neticesinde karar altına alınan ancak daha sonra çıkarılan yönetmelik ve genelgelerle uygulanması akamete uğratılan koruyucu giyim yardımı ve servis hizmeti gibi toplu sözleşme hükümlerinin iptal edilmesi, ertelenmesi, bazı hükümlerin uygulanmaması gibi durumlar toplu sözleşmenin özerkliğine darbe vurmakta, kanun gücünde olan hükümlerin idari kararlarla kaldırılabileceği sıkıntılı bir hukuki durum yaratmaktadır. Bu nedenle siyasi iradenin toplu sözleşme hükümlerine bağlı kalması, sonradan hükümleri çalışanlar aleyhine değiştirmesi ya da bütünüyle iptal etmesi gibi uygulamalardan kaçınması hukuki bir zorunluluktur.
7.2002-2025 yılları arasındaki ekonomik büyüme, enflasyon rakamları ve refah payı hesaba katıldığında kamu görevlilerin ve emeklilerin maaşlarının olması gerekenden yarı yarıya daha düşük kaldığı, kamu görevlilerinin ve emeklilerin gelirlerinin ülkedeki ekonomik gelişmelere paralel olarak artmadığı, gelir dağılımının memurlar aleyhine bozulduğu görülmektedir. Bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda kamu görevlileri ve emeklilerin yaşadığı hak kayıplarının karşılanması, kendisi ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde bir gelire kavuşması amacıyla enflasyona endeksli maaş artışlarından vaz geçilmeli, maaşlara hem oransal hem seyyanen artış yapılmalı, her yıl yapılacak artışlara ilave olarak da ekonomik büyüme ve refah payı verilmelidir. Ayrıca enflasyon farkı, maaşlara aylık olarak yansıtılmalıdır.
8.Gelir vergisi oranlarını belirleyen kazanç dilimlerinin yıllar içinde neredeyse hiç artmaması nedeniyle çalışanlar, daha yılın ilk aylarında bir üst kazanç dilimine geçmekte ve ödedikleri gelir vergisi oranı %15’ten %20’ye çıkmaktadır. İlk dilim gelir vergisi üst sınırının düşük tutulması, bütün ücretlilerin yılın ilk aylarında bir üst vergi dilimine geçmesine ve 5 puan daha fazla vergi ödemesine neden olmaktadır. Bu nedenle vergi dilimleri nedeniyle kamu görevlileri üzerinde oluşan vergi yükünün hafifletilmesi için gerekli tedbirler alınmalı, çalışanlar için gelir vergisi dilimi %15’te sabitlenmelidir.
9.Memurun görev aylığı ile emekli aylığı arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Temmuz 2023’te yürürlüğe giren ilave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmaması nedeniyle bu uçurum daha da büyümüştür. Kamu görevlilerinin çalışırken elde ettiği ücret ile emekli olduğu zaman alacağı maaş arasındaki uçurumu kapatmak, özellikle emekli kamu görevlilerini yoksulluk sınırında yaşamaktan kurtarmak amacıyla, memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ilave ek ödeme, ek ödeme, döner sermaye, ek ders, uzman ve başöğretmenlik tazminatları, sosyal denge sözleşmesi gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dâhil edilerek, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi, bu yolla her çalışanın eline geçen ücret ile orantılı emekli maaşı almasının sağlanması gerekmektedir.
10.Yüksek İstişare Kurulumuz 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri Öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği sözün gereği yerine getirilmesini ve birinci dereceye gelen tüm memurların ek göstergelerinin 3600’e yükseltilerek bu konunun çözüme kavuşturulmasını beklemektedir.
11.Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu, bu toplu sözleşme sürecinde zorlaşan hayat şartları, artan ihtiyaçlar ve değişen sosyal yaşamın gereklerine uygun olarak mevcut sosyal yardımların etkili bir biçimde yükseltilmesini, kira, yemek ve yol yardımı başta olmak üzere ortaya çıkan ihtiyaçlara paralel yeni sosyal yardım kalemleri oluşturulmasını, kamu çalışanlarının özel durumlarına uygun yardımlardan faydalanmasının sağlanmasını talep etmektedir.
12.Kamu görevlilerinin atanmalarında, görevde yükselmelerinde, tayin ve terfilerinde tarafsızlık ve liyakat ilkelerinden vazgeçilmemesi; hak eden memurun hak ettiği göreve gelmesi; kamu kurum ve kuruluşlarında, çalışma barışının, birlik, dayanışma ve verimlilik artışının sağlanması için en temel gerekliliktir. Kamu kurum ve kuruluşlarının idarelerinin tarafsızlığının sağlanmasının; mülakatın kaldırılması, adil bir sınav ve atama sistemi ile çağdaş bir yönetim anlayışının oluşturulmasından geçtiği bilinmeli, ilk atamalarda ve görevde yükselmelerde yazılı sınava dayalı adil, şeffaf ve tarafsız bir sistem oluşturulmalı, kamuya personel alımlarında mutlak surette yazılı sınava itibar edilmeli, taraflı değerlendirmelere açık mülakat uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir.
13.Kamuda kariyer ve liyakat ilkesinin bir gereği olarak Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil personel bir defaya mahsus olmak üzere Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmeli, kamu görevlilerimiz arasında oluşan adaletsizlikler giderilmeli, herkesin eğitim seviyesinin gerektirdiği kadro derecesine yükselmesi sağlanmalıdır.
14.Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu, 2025 Aile Yılı’nın ruhuna uygun olarak aileyi destekleyecek, evliliği özendirecek, doğurganlığı artıracak tedbirler alınması, hak ve sorumluluklarda eşitlik, aile birliğinin sağlanması ve adaletin bir gereği olarak istisnasız tüm güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi hususunda kararlı ve ısrarcıdır.
15.Kurulumuz ayrıca, kamu görevlilerimizin özel hizmet tazminatı, ek ödeme, ek ders, döner sermaye, harcırah, tazminat, bayram ikramiyesi, sosyal yardımların emeklilikte de ödenmesi, aile bütünlüğünün korunması, kadın istihdamının geliştirilmesi, kreş ve gündüz bakımevleri açılması, zorunlu rotasyon, disiplin cezalarının affı, görevde yükselme, atama ve yer değiştirme, hizmet kollarına ilişkin hususlar gibi personelin ekonomik durumunu, verimliliğini ve etkinliğini doğrudan etkileyen konulardaki sorunların çözümü için Kamu İşveren Heyetinden samimi girişimler beklemektedir.
16.Ülkemiz tarafından onaylanmış bulunan BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşmenin 8. maddesi, ILO’nun 87 Sayılı Sözleşmesinin kamu çalışanlarına uygulanmasını düzenleyen 151 Sayılı Sözleşmesi, 98 sayılı ILO Sözleşmesi, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddeleri Anayasamızın 90. maddesi hükmü çerçevesinde ele alındığında kamu çalışanlarının adil bir temsil ile gerçek anlamda toplu sözleşme ve grev haklarını kullanmalarını ve siyasete katılmalarını sağlayacak düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.
17.Devletimiz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefini benimsemiştir. Bu misyon 85 milyon vatandaşımızın üstün gayretlerine bağlı olarak şekillenecek ancak kamu çalışanlarımız, bu hedefe ulaşmada asıl lokomotif gücü oluşturacaktır. Teknoloji, sanayi, askeri, sosyal, siyasal ve iktisadi alanda dünyanın önde gelen ülkesi olma idealinde, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefi, devletimizin görünen yüzü olan kamu çalışanlarının omuzlarında yükselecektir. Bu hedefe ulaşmanın, geleceğe dönük yaklaşımlarla gerçekleşeceği; bunun için de kamuda değişen zamana ve gelişen devlet ve kamu hizmeti anlayışına paralel olarak yeni bir kamu personel rejimine ve demokratik ilkelere uygun, katılımcı ve etkili bir toplu sözleşme sistemine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Bu nedenle 657 sayılı Kanunda ve 4688 sayılı Kanunda gelecek yüzyıl projeksiyonumuza uygun düzenlemeler yapılmalıdır.
18.Türkiye Kamu-Sen, saydığımız temel kriterler çerçevesinde oluşturacağı toplu sözleşme taleplerini hazırlayacak, 560 bin üyesinden aldığı güç ve 4688 sayılı Kanunun ilgili maddelerine istinaden kamu görevlilerinin haklarının ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi için toplu sözleşme masasındaki yerini alacak, haklı ve onurlu mücadelesini her platformda sürdürecektir.
Kamuoyuna duyurulur.